27 Aralık 2009 Pazar

Ailem


Şu fani dünya da değeri paha biçilemez yalnızca onlar var yaptıkları hiç birşeyden karşılık beklemiyicek,her ne hatamız olursa olsun kanatları altında olacağımız tek onlar var düşünüyorumda gelmeseydim dünyaya acaba tanıyabilecekmiydim o güzel insanları kardeşimi tanıyabilirmiydim,sevdigimi veya babamı tanıyabilirmiydim?Düşünüyorumda daha adımı yeni attığınızda kolunuzdan tutup yürütmüştür az daha büyüdüğünüzde yere düşüp ayağınız kanadığında ilk tutacak olan kişi sizi aileniz olmalıdır.Bu yaşadıklarımızın ve ailemizin kıymetini herşeyden çok en üst seviyede tutmamızdır.Her ne kadar dünyaya isyan etsekte onlar yine bizden bir parçadır İyiki Varlar İyiki Yanımızdalar Allah Başımızdan Anne-Babamızı ve Sevdiklerimizi eksik etmesinler...

Bir Tutam Acı


En güzel aşk zor olanmış meğer, zor olduğu için mi unutulmuyor, zor olduğu için mi vazgeçilemiyor, zor olduğu için mi unutulamıyor, yorduğu için mi yoksa emek verdiğimiz için mi bu denli kıymetli? Hiçbiri, yazdıklarımdan hiçbirisi ya da yazılanlara benzeyen tüm yazılar gerçeğin gerçekte olduğunu anlatmaya yetmiyor, yazdıkça yarım kalıyor anlatılmak istenenler. Gerçek anlamıyla acıyı düşünmek gerekirse eğer, iştah açıcı, sıcak ve insanın direncini kuvvetlendirecek denli kuvvetli bir nimet ama gel gelelim yaşadığımız acılar, düşlediğimiz mutlulukların peşi sıra gelebilen yorgunluklar ne anlama geliyor? Sevdik icab ederse öderiz bedelini, vay bee -yok yaa- ne gerek var başka bir bedel ödemenin? Sevginin bedeli sadece sevmekti diye düşünüyordum, değil mi! Mutlu olmaya dair attığımız adımları kovalayan adımlar, bir yenisin beraberinde, acılara da yer verebiliyor gibi gözükebiliyor ya da eğer seçeneğimiz olsaydı bu bizim seçeceğimiz en son seçenek bile olmayabilirdi, fakat yaşadıklarımızdan hayıflanıp elde edeceğimiz dersi kendimize sakalamak yerine, kimi zamanların uzağındaki zamanlarımıza yakın anlarımızda, nedense biz bu dersi hep başkalarına verdik, "ya işte biz bunları bunları yaşadık, sen N'aber hee" diyip hava atabiliyorsak eğer, demek ki diyorum biz bu yaşadıklarımızı boşa yaşamışız, anlamadığın bir konuya nasıl yeniden hazırlanırda anlamazsan bir daha bir daha üstünden geçersin ya, bizde bir daha yaşadığımız vakit deriz o zaman "la noliyy" diye..



Nereye bu yolculuk, nereye bu gidiş, yok mu bir durağı bu ilerleyişin,? Neden özünde yaşamak istediklerimize fırsat vermeyip, "o yaşadıysa ben daha iyisini yaşarım abi" mantığıyla hareket ediyoruz ya da dinlediğimiz bir ezginin bizi bizden alması yetiyor, anlatılmaya çalışılan ezgiyi yaşamak istediklerimize. Bugünlerde bakıyorum da etrafıma şöyle buruk buruk, ne herkes kendi ne de sahici her şey akrebin yelkovanı kovaladığı anlarda yaşananlar. Ekle bir şey, paylaş bir video bitti! Sonrada gelsin her şey çorap söküğü gibi, aksın herkes aynı telden.



Fırsat mı kalıyor özünde saklı kalan mutlulukları insanların yaşamasına, acısıyla tatlısıyla, ağaz tadıyla kuramadık hayallerimizi, kuramadık ve devamında da yaşayamadık mutluluklarımızı..

26 Aralık 2009 Cumartesi

Kayıp Giden Zaman

Kayıp giden saati gördükçe,hayatı yaşadıkça zamandan ve aydınlıktan nefret ediyordum.Hayat ağaçtan düşen yaprağa benzer bugün varız yarın yokuz bu yüzden hayatın ve zamanın degerini bilmediğimiz zamanları olmuştur.Hayata bana neden hüzünlü baktığını sormadım, hemde hiçbir zaman. Oysa bunu en çok sorması gereken fanilerden biriyim ben. Gitgide eriyip giden bedenimle ruhum arasındaki dengeyi kurmakta zorlandığımı biliyorum. Saçma bir cümle kurmadım ki ben, hayatımın gidişatını sadece paylaşıyorum sizlerle, üstelik en saf halimle…

Hayatın Vermiş Olduğu En Güzel Dostluk

Gecenin gündüze çaldığı geçen dakikaların saatleri kovaladığı nefes alıp verdiğim her hangi bir günden farklı değildi o günkü duygularım.Daha yeni taşınmıştık Sögütlüye o zamanlar bir serna kafe vardı dışardan ne kadar garip görünsede içerde bir sıcaklık vardi o zamanlar çalışmıyordum bir gün Vasfi Nail Hacısalihoğlu beni işe çagırmişti bende orda çalışma hevesim vardı kafede çalışmayı çok isterdim arkadaş ortamım olsun diye ve işe başlamıştım aradan baya bi zaman gecti ve Fasfi Nail Hacısalihoğlu yani ozamanlar ve ondan sonra benim partonumdu ama bana hiç patron gibi davranmazdı çünkü elemanınlar abi kardeş-baba oğul bibiydi o bizim dayımızdı yanlış yoldan döndüren haddinden fazla seven bi dayımız vardı.Burada üniversite ögrencileri vardı gununu hatırlamıyorum ama emre diye biri vardı tanımazdım sıcak kanlılığıyla kendimize ısınmıştık zaman kendini aştıkça kankadan öteye gitmeye başlamıştı arkadaşlığımız çok hakkımız vardır belkide birbirimizde ama artık onun bi yol çizmesi lazımdı onuda yaptı öğretmen oldu inşallah daha ilerlere gitme isteğimdir benimki o artık ayrılıyordu trabzondan artık onu iskenderunda öğretmenlik bekliyordu bense yine olduğum yerdeydim bir dost kazanmiştim hayatımda bir arkadaşım ama harbide olsa var demiştim ama giderkende kıyağını yapmıştı bana bir gün yanında bi tane şerefsiz getirmişti. Getirdiği kişi şerefsiz camcı Mehmet diye hitap ediliyordu :))) suskun,konuşmaz,çay istemeye utanırdı karşısında ne varsa mini etekli hatundan isticek sanki- kızlara bakamaz arkadaş sanki baktımı kızlar yicek onu düşüncesi vardı arkadaşlığımız burdan itibaren başlamıştı aslında benim tek düşünce onun bağını çözmekti onuda yaptım :) kanki olmuştuk birbirimize dertlerimizi paylaşabildiğimiz tek dünyamı desem az ama yinede kendisine teşekkürlerimi bir istek olarak sunarım kankime satırlarımın başında yazdığım gibi bir dosta ihtiyacım vardı dertlerimizi paylaşa bilecek işte o benim kalbimde ayrı bi yeri bulunan bi şah diyim.abdullah kardeşim seni unutmadım senin yerinde var kardeşim bu dosluğumuz belide zor bulunur ama yinede arkadaşlıgımız dostluğumuz uzun yıllar sürer bundan kuşkum olmaz İyiki Varsınız Kardeşlerim

Bir Arkadaş Hikayesi

Habersiz olduğum sıradan bir günde çaldı arkadaşlık kapımı.Kalbime hükmedemez halde bu zor arkadaşlığa dogru ufka yelken acmış bir gemi misali başladı bizim o arkadaşlığımız hiçbir zaman olmicak gözüyle baksam da yanılmışım.Ve o gün geldi dedigimde bir akşam saat 7:00 ve 8:00 arası birleşmişti bizim arkadaşlığımız o gün çok utangaç ve çekingendim ve hayatımda ılk kez bir bayanla buluşacaktım hayatımın en mutlu günüydü o gün.İlk kez elini tutmuştum o an kalbimin atışı sanki yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum kendimi bir rüya zannediyordum kendimde değildim yaz sıcağında üşüyordum sanki aya bakınca ayın gülümsemesi geliyordu bana ve bizim arkadaşlığımız bir arkadaş degil sevgiden öteye gitmeye başlamıştı çocukken aşk varmış ama aşka inanmam ben benimki sadece sevgiydi o gecesi eve gitmemizde elini ilk tuttuğum zaman ışıklar kesilmişti allahın işne bak dedim içimden sanki bana bi fırsat vermişti başlamak için elim eline uzandı ve o tenin ne kadar sıcacık sevgi sıcaklıgına uzandıgını görmüştüm.Biz birbirimizi sevmeye başlamiştik işte satırlarımın başında belirtmiş olduğum bi günde başlamişti bizim sevdamız ne güzel gündü şimdi düşünüyorumda o günü geriye alabilsem sevginin en güzel dakika ve saniyesini dondurabilsem diye düşünüyorum belkide ona karşı fazlasıyla duygularımı ifade edemedim ama onu çok sevmiştim her dakika her saniye aklım ondaydı sevgi ne tuhaf şeymiş insanı kendinden geçiriyor bizim birbirimize özgüven sadakat ve benım kalbim onunda onunki sanki benim kalbimdeymiş gibiydi. düşünüyordumda hiç bir ayrılık bizi bulacakmı diye o lanet ayrılık her seferınde bizi kendimize bir adim daha küçültmüştü o zaman belkide cocuk aklı mı desem ne desem bilmiyorumda bir uyumsuzluk vurmuştu bizi ne kadar dua etsem azdır ona çünkü her ayrılıktan sonra beni aradığında sensiz bu dünyada yaşamamak isteyişi vururdu kalbimin derinliklerine insanlar çok hata yaparlar işin içinden çıkamadıkları anda kendini yanlız bir yakamozun altına atmak ister kendini beynin duruyoda sanki başka biri geliyormuş yerine cok hatalar yaptım yalan söylemiyorum ama bu kalbinde senden başka birini istemediginide benimsemiş ne yapsın.Bir gün uzak şehirlerden biri beni beklemektedir vatani görevini yapmak için ama bu kalbin hiçde memleketinden ayrılma gibi bir düşüncesi yoktu çünkü burda bir sevdiği vardı o gün geldi ve kalbim ikinci kez çarpmaya başlamişti askere giden aglar derler ya ben se gülerdim ama kalbimin cığlıkları sanki karadenizin hırçın dalgaları gibi kabarmaya başlamişti çünkü sevdiklerimden ayrılmak vardı.Onu ağlarken görünçe içimin gitti ve tüylerimin diken diken olduğunu hissetmeye başlamiştim işte o gemi limana yaklaşmiş bekliyordu yolcusunu almak için bir adım gitsem iki adım geri gelmek istiyordu kalbim ama gitmem lazımdı sizler için nöbet sırası bekliyordu beni ve o yolculuk başlıyordu taki son varış şehrine kadar oraya indiğimde sanki memleketimdeymiş gibi hissettim kendimi sanki onu yanıbaşımdaymış gibi hissediyordum ama o bana 23 saat uzaklıktaydı ve burayı kısa geçmek istiyorum çunkü onunla geçirdiğim o gizel günlerin bir hayali burda kalmişti ve bu gönül sevgisini hiç yitirmemişti orda hiç aldatmamişti sevdiğine sadıktı onu görebilmek için herşeyini verebilirdi trabzona geldiğimde onun o sıcacık ellerini çok özlemiştim trabzondaydim sevdiklerimin yanındaydım ama o sevdiğimin sogukluğunu hissetme duygusu başlamişti içimde ablamin yardimiyla işe başlamiştim belkide kendime bi yer edinmiştim uzun süreli çalışabilecek öylede oldu zaten ablam müdür bense onun bir elemanıydım ama o benim müdürümdü gece mesaisindeydim işlerimiz yoğun du ve bir gün telefon geldi açtığımda konuşmalar başlamişti uykudan yeni kakmiş ve uyku sarhoşluğu vardı üzerimde ne dediğimi bilmiyordum o zaman ayrılık bizi bulmuştu o an hani uyku şarhoşluğu dedim ya ne olduğunu anlamıyordum sanki hayal görüyodum tekrar uykuya daldım ve uyandığımda rüya desemde gerçekti herşey.Şimdi yanyana gözgöze dizdize tutunamasakta hayata Hani Benden Başka Biri Hayatıma Giremez dediydin ya aslında başkası girmemiş senin hayatına sen girmişsin başkasının hayatına ama ben yinede söz verdim ve sözümün arkasındayım Kimse Senden Başka Hayatıma Giremez. Yinede yaşadığımız o güzel günler için sana sonsuz TEŞEKKÜR ederim Benden sonraki hayatında mutlu ve güleryüzlü olman dilegimle.

Killi Bill

Yaşamak isteyipte hayal askısında yarı çıplak biçare kalan düşlerim, gitmek istediğim uzaklık ve kalmaya yakın zamanlarımı haykırmak için yerimi alıyorum, bekleyin..