27 Aralık 2009 Pazar

Bir Tutam Acı


En güzel aşk zor olanmış meğer, zor olduğu için mi unutulmuyor, zor olduğu için mi vazgeçilemiyor, zor olduğu için mi unutulamıyor, yorduğu için mi yoksa emek verdiğimiz için mi bu denli kıymetli? Hiçbiri, yazdıklarımdan hiçbirisi ya da yazılanlara benzeyen tüm yazılar gerçeğin gerçekte olduğunu anlatmaya yetmiyor, yazdıkça yarım kalıyor anlatılmak istenenler. Gerçek anlamıyla acıyı düşünmek gerekirse eğer, iştah açıcı, sıcak ve insanın direncini kuvvetlendirecek denli kuvvetli bir nimet ama gel gelelim yaşadığımız acılar, düşlediğimiz mutlulukların peşi sıra gelebilen yorgunluklar ne anlama geliyor? Sevdik icab ederse öderiz bedelini, vay bee -yok yaa- ne gerek var başka bir bedel ödemenin? Sevginin bedeli sadece sevmekti diye düşünüyordum, değil mi! Mutlu olmaya dair attığımız adımları kovalayan adımlar, bir yenisin beraberinde, acılara da yer verebiliyor gibi gözükebiliyor ya da eğer seçeneğimiz olsaydı bu bizim seçeceğimiz en son seçenek bile olmayabilirdi, fakat yaşadıklarımızdan hayıflanıp elde edeceğimiz dersi kendimize sakalamak yerine, kimi zamanların uzağındaki zamanlarımıza yakın anlarımızda, nedense biz bu dersi hep başkalarına verdik, "ya işte biz bunları bunları yaşadık, sen N'aber hee" diyip hava atabiliyorsak eğer, demek ki diyorum biz bu yaşadıklarımızı boşa yaşamışız, anlamadığın bir konuya nasıl yeniden hazırlanırda anlamazsan bir daha bir daha üstünden geçersin ya, bizde bir daha yaşadığımız vakit deriz o zaman "la noliyy" diye..



Nereye bu yolculuk, nereye bu gidiş, yok mu bir durağı bu ilerleyişin,? Neden özünde yaşamak istediklerimize fırsat vermeyip, "o yaşadıysa ben daha iyisini yaşarım abi" mantığıyla hareket ediyoruz ya da dinlediğimiz bir ezginin bizi bizden alması yetiyor, anlatılmaya çalışılan ezgiyi yaşamak istediklerimize. Bugünlerde bakıyorum da etrafıma şöyle buruk buruk, ne herkes kendi ne de sahici her şey akrebin yelkovanı kovaladığı anlarda yaşananlar. Ekle bir şey, paylaş bir video bitti! Sonrada gelsin her şey çorap söküğü gibi, aksın herkes aynı telden.



Fırsat mı kalıyor özünde saklı kalan mutlulukları insanların yaşamasına, acısıyla tatlısıyla, ağaz tadıyla kuramadık hayallerimizi, kuramadık ve devamında da yaşayamadık mutluluklarımızı..

0 yorum:

Yorum Gönder